Irak’ın Ninova ilinde yapılan bir camii açılış töreni sırasında, bir hafızın Kur’an tilavetine “Euzu billahi minel şeytanirracim” (Kovulmuş şeytanın şerrinden Allah’a sığınırım) diyerek başlaması üzerine Ninova Valisi, Yezidîlerden özür diledi.
“Hristiyan ve Yezidî kardeşlerimizin duygularına her zaman saygılı olmalıyız” diyen vali, “Biz, farklı bileşenlerden oluşan bir şehir ve vilayetiz; bu yüzden Yezidî kardeşlerimizden özür dilerim” dedi.
Ancak özrün tepki çekmesinin ardından bir özür daha dileyen vali, sözlerinin yalnızca “geçici bir gaf ve istemeden yapılan bir dil sürçmesi” olduğunu belirterek, amacının “birlik ruhunu korumak ve gönülleri yumuşatmak” olduğunu ifade etti.
ÖZRÜ TARTIŞMA YARATTI
Valinin açıklaması geniş yankı uyandırdı ve hem Müslümanlar hem de Yezidîler tarafından eleştirildi.
Müslümanlar, ülkenin resmî dinin İslam olduğuna işaret ederek bir devlet görevlisinin böylesi bir konuda özür dilemesine çıkışırken, Yezidîler ise valiyi Yezidî kültürünü bilmemekle suçladı.
Olayla ilgili yorum yapan Yezidî milletvekili Viyan Duhail, valinin özrünü şaşkınlıkla karşıladığını belirterek, “Özürün gerekçesi nedir ve Yezidîlerin şeytanla ne ilgisi var?” diye sordu.
Yezidîlerin ‘ilk Allah’a inanan topluluk’ olduğunu vurgulayan Duhail, valinin Yezidî inancını bilmediğini ve bunun da ülkedeki azınlıklar hakkında ne kadar az bilgi sahibi olunduğunu gösterdiğini kaydetti.
‘NADİR BİR ADIM’
Yezidî gazeteci Saman Davud ise, Yezidî inancının şeytan kavramıyla hiçbir ilgisi olmadığını belirterek, “Bu kavram, yüzyıllar boyunca Yezidîlere karşı yanlış anlamalar, düşmanlık ve dini metinlerin hatalı yorumlanması yoluyla uydurulmuştur” dedi.
Davud, valinin özrünü “Iraklı politikacılar tarihinde nadir bir adım” olarak değerlendirirken, aynı zamanda bunun yeni bir tartışma başlattığını ve aslında baştan önlenmesinin daha doğru olacağını ifade etti.
YEZİDÎLİK NEDİR
Terör örgütü Irak Şam İslam Devleti (IŞİD) örgütünün hedefinde olan Yezidiler, “sır” dinleri ve gelenekleriyle öne çıkıyor.
İnançları nedeniyle IŞİD saldırılarına maruz kalan Yezidiler, Hazreti Muhammed’in torunu Hazreti Hüseyin ve beraberindeki 72 kişinin Kerbela’da şehit edilmesi emrini veren Emevi Sultanı Yezid’le ilişkilendirilmelerine karşı çıkıyor.
Geçmişte bazı tarihçiler, Yezidi inancının oluşumunu Emevi Sultanı Yezid bin Muaviye’ye bağladı. Yezidiler hakkında bilgi sahibi olmayanlar da Yezidilerin, Sultan Yezid’in takipçisi olduğunu sanabiliyor.
Ancak Yezidiler, bu iddiayı reddediyor. Yezidiler, yol göstericileri olarak kabul ettikleri “Yezid bin Ezidiyan” ile Emevi Sultanı “Yezid bin Muaviye” arasında isim benzerliği dışında başka bir ortak nokta olmadığını dile getiriyor. Yezidiler, Muaviye’nin oğlu “Yezid”in peşinden gitmediklerini, kendilerini, “Allah’a peygambersiz inanan halk” anlamına gelen “Ezdai” olarak adlandırdıklarını ifade ediyor.
TÜRKÇE, ARAPÇA VE İNGİLİZCE’DE ‘YEZİDİ’, KÜRTÇE’DE ‘EZİDİ’
Irak’taki Kürtler arasında “Ezidi” olarak adlandırılan toplum için Türkçe, Arapça ve İngilizce’de, “Yezidi” ifadesi kullanılıyor. Terminolojik olarak “Ezidi’nin kelime anlamı, “Azda/Allah’ın yarattığı kişilik” demek. Kürtçe’de, Allah’ın diğer bir ismi ise “Yezdan”dır. Bazı tarihçilere göre “Yezidi” kelimesi, Zerdüştlükteki “Yezata” kelimesinden geliyor.